Geçici İskemik Atak (GİA) sonrası erken dönem inme riskini belirleyin.
ABCD² skoru, tıp profesyonellerinin Geçici İskemik Atak (GİA) geçiren bir hastanın, atak sonrası ilk birkaç gün ve hafta içinde tam bir iskemik inme (felç) geçirme riskini hızlı ve etkin bir şekilde değerlendirmek için kullandığı, hayati öneme sahip bir klinik puanlama sistemidir. Bu skorlama, hastanın aciliyet durumunu belirleyerek, yüksek riskli bireylerin derhal hastaneye yatırılması ve ileri tetkiklerin planlanması için bir rehber görevi görür. Temel amacı, önlenebilir bir felaketi öngörerek erken müdahale şansı yaratmaktır.
Geçici İskemik Atak, halk arasında sıkça "inme gelip geçti" veya "mini felç" olarak tanımlanan, beyne giden kan akışının kısa süreliğine engellenmesi sonucu ortaya çıkan nörolojik bir durumdur. Belirtileri, kalıcı bir inme ile tamamen aynıdır: yüzde kayma, kolda veya bacakta ani güçsüzlük, konuşma bozukluğu, görme kaybı gibi. Ancak GİA'nın en belirgin farkı, bu semptomların kalıcı bir beyin hasarına yol açmadan, genellikle bir saat içinde tamamen düzelmesidir. Bu geçici durum, asla hafife alınmamalıdır. GİA, beyin damarlarında ciddi bir sorunun habercisidir ve tedavi edilmezse, hastaların önemli bir kısmı (%10-15'i) sonraki 90 gün içinde kalıcı bir inme geçirir. Bu nedenle GİA, bir "uyarı ateşi" olarak kabul edilir.
Acil servislerde ve nöroloji kliniklerinde, GİA geçiren hastalar arasında triyaj yapmak (önceliklendirme) büyük önem taşır. ABCD² skorunun temel amacı tam olarak budur. Hekimler bu skoru kullanarak:
Skor, adını aldığı ve her biri kanıtlanmış bir risk faktörü olan 5 temel klinik parametrenin baş harflerinden oluşur:
İleri yaş, damar sertliği (ateroskleroz) ve diğer vasküler risk faktörlerinin birikmesi nedeniyle inme için bağımsız bir risk faktörüdür. 60 yaş ve üzeri olmak, skora +1 puan ekler.
Yüksek tansiyon, beyin damarlarına zarar vererek pıhtı oluşumunu kolaylaştırır. GİA sonrası başvuru anında sistolik kan basıncının 140 mmHg veya diyastolik kan basıncının 90 mmHg üzerinde olması, skora +1 puan ekler.
GİA sırasında görülen semptomun türü, beynin hangi bölgesinin etkilendiği ve riskin büyüklüğü hakkında önemli ipuçları verir. Vücudun bir yarısında ortaya çıkan güç kaybı, en yüksek riski işaret eder.
Semptomların ne kadar uzun sürdüğü, beyne giden kan akışındaki kesintinin ciddiyetiyle doğru orantılıdır. Süre uzadıkça kalıcı hasar ve erken dönemde inme riski artar.
Diyabet (şeker hastalığı), damar yapısını bozarak inme riskini önemli ölçüde artıran kronik bir hastalıktır. Hastanın önceden bilinen bir diyabet öyküsünün olması, skora +1 puan ekler.
ABCD² skoru, GİA sonrası inme riskini daha hassas bir şekilde belirlemek amacıyla iki önceki skorlama sisteminin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu skorlar, Oxford Üniversitesi'nden Profesör Peter M. Rothwell liderliğindeki grubun geliştirdiği ABCD skoru ve Kaliforniya Üniversitesi, San Francisco'dan (UCSF) Dr. S. Claiborne Johnston liderliğindeki grubun geliştirdiği California Skoru idi.
2007 yılında, Dr. Johnston ve Dr. Rothwell'in de aralarında bulunduğu uluslararası bir araştırma ekibi, her iki skorun en güçlü prediktif bileşenlerini birleştirerek ve geniş hasta kohortlarında doğrulayarak ABCD² skorunu geliştirdi. Bu birleşik skor, orijinal skorlardan daha yüksek bir öngörü gücüne sahip olduğunu kanıtladı ve dünya çapında GİA yönetiminde standart bir araç haline geldi. Bu gelişme, The Lancet dergisinde yayınlanan bir makale ile bilim dünyasına duyuruldu ve GİA hastalarına yaklaşımda önemli bir dönüm noktası oldu.
ABCD² skorunun geliştirilmesi, doğrulanması ve klinik uygulamadaki yeri hakkında temel ve güncel bazı önemli çalışmalar aşağıda listelenmiştir. Bu kaynaklar, skorun bilimsel altyapısı hakkında daha derinlemesine bilgi sağlar.