Hesaplanmasını istediğiniz alanı boş bırakın, diğerlerini doldurun.
Amiodaron (Türkiye'deki en yaygın ticari ismiyle Cordarone®), hem atriyal (kulakçık kaynaklı) hem de ventriküler (karıncık kaynaklı) aritmilerin tedavisinde kullanılan, çok geniş etki spektrumuna sahip, oldukça potent bir antiaritmik ilaçtır. Benzersiz farmakolojik profili nedeniyle, Vaughan Williams antiaritmik ilaç sınıflamasının tüm özelliklerini (Sınıf I, II, III ve IV) bir miktar barındırır. Ancak ana etkisi, kalp kası hücrelerinin repolarizasyonunu (yeniden kutuplanma) uzatması olduğu için temel olarak bir Sınıf III ajanı (potasyum kanal blokeri) olarak kabul edilir. Bu çok yönlü etki mekanizması, onu diğer tedavilere dirençli, hayatı tehdit eden ritim bozukluklarının tedavisinde vazgeçilmez bir seçenek haline getirir.
Amiodaron'un geniş spektrumlu etkinliği, kalbin elektriksel aktivitesini birden fazla noktada etkilemesinden kaynaklanır:
Amiodaron, genellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen veya hemodinamik olarak anstabil olan ciddi aritmiler için saklanır.
ACLS (İleri Kardiyak Yaşam Desteği) kılavuzlarının temel ilaçlarından biridir.
Özellikle yapısal kalp hastalığı (örn. konjestif kalp yetmezliği) olan hastalarda hem hız kontrolü (ventrikül yanıtını yavaşlatma) hem de ritim kontrolü (farmakolojik kardiyoversiyon ile normal sinüs ritmine döndürme) amacıyla kullanılır.
Amiodaron, IV uygulamada ciddi hipotansiyona neden olabilen çözücü maddeler (polisorbat 80) içerir. Bu nedenle, infüzyon hızları önemlidir ve bir infüzyon pompası ile uygulanmalıdır. İlaç, %5 Dekstroz ile seyreltilmelidir ve çökelme riskine karşı mutlaka 0.22 mikronluk bir in-line filtre kullanılmalıdır. Standart ACLS protokolü aşağıdaki gibidir:
Bu hesap makinesi, bu idame fazlarındaki sürekli infüzyon hızını (mg/saat) ve buna karşılık gelen perfüzör ayarını (ml/saat) hesaplamak için kullanılır.
Amiodaron'un hikayesi, ilacın başlangıçta hedeflenenden çok farklı bir amaç için ün kazanmasının ilginç bir örneğidir. 1961 yılında Belçika'daki Labaz ilaç firmasında sentezlenen amiodaron, başlangıçta bir anti-anjinal ajan olarak, yani kalp kasına giden kan akışını artırarak göğüs ağrısını (anjina pektoris) tedavi etmek amacıyla geliştirilmiştir. İlk klinik çalışmalar bu yönde yapılmıştır.
Ancak ilacın gerçek potansiyeli, 1960'ların sonlarında tesadüfen keşfedildi. Arjantinli bir kardiyolog olan Dr. Mauricio Rosenbaum, amiodaronu anjina için kullanan hastalarında aynı zamanda aritmilerinin de düzeldiğini fark etti. Bu gözlemi, ilacın antiaritmik özelliklerini sistematik olarak inceleyen Dr. Bramah N. Singh ve Vaughan Williams Sınıflaması'nın yaratıcısı olan Dr. Desmond Vaughan Williams'ın dikkatini çekti. Yaptıkları öncü çalışmalar, amiodaronun kalp aksiyon potansiyelini uzatarak güçlü bir antiaritmik etki gösterdiğini ortaya koydu. Karmaşık farmakolojisi ve potansiyel yan etkileri nedeniyle ABD'de FDA onayı alması 1985 yılını bulsa da, amiodaron o zamandan beri diğer tedavilere dirençli hayatı tehdit eden aritmiler için vazgeçilmez bir ilaç haline gelmiştir.
Amiodaron'un farmakolojisi ve klinik kullanımı, özellikle dirençli aritmiler ve kardiyak arrest yönetimi üzerine yapılmış çok sayıda çalışma ve kılavuz ile desteklenmektedir.